Mantar İlaçları Sizi Öldürebilir dikkat!
İlaç endüstrisi ile ilgili en önemli problemlerinden
biri, bir ilacın yan etkilerinin tamamen anlaşılması için genelde yıllar
geçmesi gerekmesidir. Doğal olarak araştırma ve geliştirme süreci için
milyonlarca dolar harcanmış bir ilacı piyasaya çıkarmak için senelerce beklemek
bir ilaç şirketini iflasa sürükleyebilir.
Böylece ilacı kullanacaklar için çok
güvenli olmayan ama şirketin kâr marjını koruyacak bir orta noktada buluşulur:
İlaç, belli sayıda insan üzerinde kısıtlı bir süre
için denendikten sonra piyasaya çıkarılır ve yan etkileri yol aldıkça
anlaşılır. Yani bir ilacın insan vücudu üstünde ne yaptığının tam olarak
anlaşılması için aradan on binlerce insan ve yıllar geçmesi gerekir.
Bazı
durumlarda ise, daha henüz piyasaya çıkmadan ilacın ne denli tehlikeli olduğu
zaten anlaşılmıştır, ama söz konusu tehlike son derece nadir görülen bir yan
etkiymiş gibi lanse edilerek ilaç piyasaya sürülür.
Bu defa söz konusu, aktif maddeleri Ketokonazol olan, Nizoral ve Ketoral adlı mantar ilaçları. FDA geçenlerde bir
açıklama yaparak, 2013 yılındaki yaptıkları uyarıya rağmen bu ilaçların cilt ve
tırnak mantarı gibi sorunlar için de reçete edilmeye devam edildiğini belirtti.
Peki Haziran 2013’te yapılan uyarı neydi?
FDA aktif
maddesi Ketokonazol olan mantar ilaçlarının, mantar enfeksiyonlarında ilk
tedavi olarak kullanılmaması yolunda bir uyarı yaptı. Çünkü bu ilaç karaciğer
hasarına ve adrenal bezi problemlerine yol açıyordu.
FDA ilacın yarattığı
riskin, faydasından çok daha büyük olduğuna hüküm getirerek, ilacın sadece
ciddi mantar enfeksiyonlarında kullanılabileceğine dair etiketinin
değiştirilmesine karar verdi. FDA’in ardından, aynı yıl Türkiye Sağlık
Bakanlığı Farmakovijilans Risk Yönetimi Birimi yayınladığı bir duyuru ile bizim
doktorlarımızı da şu cümlelerle uyarmıştır: “Oral ketokonazol kullanımına bağlı
olarak ölümcül seyreden veya karaciğer nakli gerektiren ciddi hepatotoksisite
meydana gelmiştir.
Bu hastaların bir kısmında, karaciğer hastalığı için
belirgin risk faktörü bulunmamaktadır. Bu tedaviyi alan hastalar risk hakkında
hekim tarafından bilgilendirilmeli ve yakından takip edilmelidir.”
Ancak FDA tarafından yeni yayınlanan bildiri,
doktorların hala bu ölümcül ilaçları, cilt ve tırnak mantarları için reçete
etmeye devam ettiklerini gösteriyor.
İşin Sırrı Güçlü bir Bağışıklık Sistemi
Aslında ağızdan alınan mantar ilaçlarının ciddi yan
etkileri olduğu öyle yeni bir bilgi değil. Öncelikle bu ilaçlarla ilgili
bilinmesi gereken en önemli şey karaciğeri mahvettikleridir. Karaciğer de öyle
bir organdır ki, ancak artık tamamen iflas ettiğinde tehlike sinyalleri verir.
Bu ne demek? Yani siz ayak tırnağınızdaki mantarı tedavi etmek için
doktorunuzun reçete ettiği ilacı kullanırsınız, hatta karşınızdaki inatçı bir
sağlık sorunu olduğu için bir süre sonra tekrar edince bir kür daha ilaç
kullanırsınız.
Karaciğeriniz ciddi şekilde zarar görür, ama dediğim gibi
dayanıklı yapısı nedeniyle, zar zor da olsa yola devam eder. Bu yüzden
karaciğer yetmezliğinden muzdarip olduğunuz ortaya çıktığında sorumlunun
kullandığınız mantar ilacı olduğu akla gelmez.
Her şeyden önce, ölümcül olmayan bir mantar problemini
ölümcül bir ilaçla tedavi etmek akıllara ziyan bir durum.
Bakın FDA’in yaptığı
açıklamada neler yazıyor: “Eğer söz konusu ilacı kullanıyorsanız ve karaciğer
sorunları yaşadığınıza dair belirtiler varsa hemen tıbbi yardım alın.” Bu
belirtiler nedir? İştah kaybı, mide bulantısı, kusma, karın bölgesinde
rahatsızlık hissi, cilt ve gözlerin aklarında sararma ya da idrar renginin
koyulaşması. Bu belirtilerin bir ya da birkaçının bir arada ortaya çıkması
karaciğerinizin imdat çağrısıdır.
Neden mantar enfeksiyonu gelişir?
Peki, akciğerlerden sinüslere, ciltten ayak
tırnaklarında kadar vücudun hemen her organında gelişebilen mantar
enfeksiyonları nedir ve neden kaynaklanır?
Aslında mantarlar vücuttaki
ekosistemin bir parçasıdır. Bakteriler ve mantarlardan oluşan bu ekosistemin
dengesi bozulduğunda sorunlar da başlar.
Mesela vücuttaki mantar
enfeksiyonlarının arkasında sık sık karşımıza çıkan Candida adlı mantar türünü
ele alalım. Candida her vücutta bulunur ve zararsızdır, ta ki kontrolden
çıkıncaya kadar.
Kötü beslenme, vücudun savunma güçleri probiyotiklerin
azalması ve bağışıklık sisteminin güçsüz düştüğü durumlarda candida gibi
mikroorganizmalar çoğalarak mantar enfeksiyonlarına -ve birçok hastalığa- zemin
hazırlar.
Mesela ağızda meydana gelen ve halk arasında pamukçuk olarak bilinen
mantar enfeksiyonunun arkasında da kontrolsüz bir şekilde çoğalmış olan candida
bulunur.
Bazı durumlarda da tehlike, vücuttaki ekosistemin bir parçası olmayan,
dış dünya yoluyla maruz kaldığımız mantar sporlarından gelir. Ancak yeri
gelmişken şunu da belirtmekte fayda var: Havadan ya da temas ile sisteme giren
bu organizmalar da, ancak bağışıklık sisteminin zayıf olduğu durumlarda bir
tehlike arz ederler.
Bir not: Maalesef
gelişigüzel kullanılan antibiyotikler, tüm tehlikelerine karşı reçete edilen
ağızdan alınan mantar ilaçları önemli bir sorunu da beraberinde getiriyor: Daha
dirençli organizmalar.Söz konusu edilen ister zararlı bakteriler, ister virüs
ya da mantarlar olsun, onları yenmek için kullandığınız ilaçlar her birini
yenilmez birer güç haline getiriyor.
Mantar Hastalıklarından Kurtulmak İçin En Etkili 8
Doğal Yöntem
Sorun ister inatçı ayak tırnağı mantarları ister sık
sık nükseden vajinal mantarlar ya da ciltte oluşan mantar enfeksiyonları olsun,
bunları önlemek hatta tedavi etmek için doğa size birçok seçenek sunuyor. Ciddi
yan etkileri olan ilaçlar yerine bu doğal güçleri devreye sokmak çok daha
mantıklı bir strateji.
1. Probiyotik takviyesi kullanın
Probiyotik takviyelerin sayısız faydalarından biri
demantar gibisağlığa zararlı olabilecek mikroorganizmaları kontrol altında
tutmalarıdır.Bağırsak florasındaki probiyotikler azaldıkça mantar
enfeksiyonlarına yakalanma riski de o kadar artar.
Eğer mantar enfeksiyonlarından
ve Candida’dan şikayetçiyseniz, mutlaka Probiyotik takviyesi kullanmalısınız.
Ancak bu takviyelerin enterik kapsül, yanibağırsakta çözülen türde
olduklarından emin olmalısınız. Aksi halde hepsi mide asidinde yok olup
giderler.
2. Diyetinizi dost bakterilerle zenginleştirin
Bağırsak floranızda ne kadar çok faydalı bakteri
varsa, istilacı güçlere karşı o kadar dirençli bir bağışıklık sistemine sahip
olursunuz. Probiyotik takviyesi kullanın, ama bunun yanında dost bakteriler
açısından zengin beslenmeye de gayret edin.
Yapmanız gereken çok basit:
Diyetinize turşu, yoğurt ve kefir gibi dost bakteriler içeren geleneksel
besinler ekleyin. Ev yapımı olmaları koşuluyla hepsi de bol miktarda probiyotik
içerir. Kimi zaman hastalarım bana, diyetlerinde çok fazla probiyotik olmasının
bir zararı olup olmadığını soruyorlar.
Hayır, hiçbir zararı yok. Aksine
bağırsaklarınızda ne kadar çok probiyotik varsa o kadar iyi. Bu arada katkı
maddeleriyle dolu yiyeceklerin bağırsak floranızdaki faydalı bakterileri
katlettiğini de hatırlatmak istiyorum. Detay için "Fungop" Diyetini inceleyeniz TIKLAYIN.
3. Şekerden, ekmek ve hamur işlerindenuzak durun
Vücuttaki tüm mantarlar ve zararlı bakteriler şekerle
beslenir. Diyetinizde ne kadar çok şeker ve vücutta şeker olarak parçalanan
basit karbonhidrat varsa mantarlar da o kadar çoğalır. Yani şeker içeren tüm
besinlerden, tahıllardan, ekmek, pilav, kurabiye ve poğaçadan uzak durmanız
gerekiyor.
Eğer devamlı tekrarlayan mantar probleminiz varsa meyveden de uzak
durmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü meyvelerin içinde bulunan şeker, enfeksiyonun
tamamen temizlenmesi zorlaştıracaktır.
4. Anti-mantar besinler tüketin
Bazı besinler mantar enfeksiyonlarıyla savaşmak
konusunda son derece etkilidir. İşte listenin en üst sıralarında yer alanlar:
Sarımsak, soğan, zencefil, limon ve Hindistan cevizi yağı.
5. Alkolden uzak durun
Eğer mantar enfeksiyonu ile savaşıyorsanız alkolün -
özellikle de bira, votka ve şarabın - durumu daha da kötüleştireceğini
unutmayın. Alkol, mantarların çoğalması için uygun bir ortam yaratır.
Üstelik,
aynı şekerli yiyeceklerde olduğu gibi bu organizmaların vücutta kontrolsüz bir
şekilde çoğalması, kişiyi adeta alkole doğru çeker. Tam bir kısır döngü! Alkol
zehirdir, kullanmayın.
6. Gıda boyalarına dikkat
Yiyeceklere daha çekici bir görünüm vermek için kullanılan
gıda boyaları sadece mantar enfeksiyonlarını tetiklemekle kalmaz aynı zamanda
kanserojendir. Birçok yiyecekte karşınıza çıkabileceklerini unutmayın.
Dondurmalarda, şekerlerde, meyve sularında ve sosis, salam gibi şarküteri
ürünlerinde kullanılan bu zararlı kimyasallardan kaçınmak için yiyeceklerinizi
en doğal halleriyle tüketmeye çalışın.
7. Sıcak Su Kürü Uygulayın
Tırnak Mantarı üzerine uygulanan tedavi edici krem
veya yağlar en direk fayda sağlayabilmesi için sıcak su ortamında mantarlı
tırnağın belirli süre kalması, üzerine sürülecek krem ya da yağa fayda sağlar. Fakat
sıcak su direk fayda yerine zararda sağlayabilir, bunun için suyun içine asidik
yağ oranı yüksek yağlardan bir karışım katılması gereklidir. Hazır olarak
kullanılması açısından Çamder Bitkisel Su Kürü Paketlerini tercih edebilirsiniz.
8. Ayaklarınız hava alsın
Mantar enfeksiyonlarından en çok nasibini alan ayak
tırnaklarıdır. Tırnağın şeklinin ve renginin değişmesine neden olan bu sorun,
gerçekten de can sıkıcı bir hal alabilir. Ama yukarıda da belirttiğim üzere,
hayati tehlikesi olmayan bir sorun için ölümcül bir ilaç reçete etmek de,almak
da büyük bir saçmalıktır! Söz konusu problemle baş etmek için öncelikle bu
bölümdeki önerileri uygulamalısınız.
Yani probiyotik zengini beslenin, mantar
enfeksiyonlarını tetikleyen yiyeceklerden kaçının ve sorunlu bölgeye lavanta
yağı uygulayın. Dikkat etmeniz gereken bir şey daha var: Bırakın ayaklarınız
hava alsın. Söz konusu organizmalar nemli ortamları sever, mümkün olan her
fırsatta ayakkabılarınızı çıkarın ve yalınayak dolaşın. Yaz aylarında sandalet
giymek de iyi bir fikir.
DR. ÜMİT AKTAŞ
http://www.umitaktas.com/tr/kose-yazilari/mantar-ilaciniz-sizi-oldurebilir?utm_source=Facebook&utm_medium=SocialSharing&utm_term=Article&utm_content=MantarIlaci&utm_campaign=MantarIlaciOldurur